25 Mart 2012 Pazar

insanda asap denen bir şey varmış, bozulurmuş..

bazen bardak taşar ve sen içebileceğinden fazlasını tüketirsin..
bu durumda seni bir kaşık suda boğmak iş değil ancak güç olduğunu sandığım o bardağı su kaçıran noktana monte etmek..

ama üzülmeyelim, sanmaları bir illüzyonist ustalığı ile (buna el çabukluğu diyebiliriz) test edildi onaylandı başlığı altına iteleyebilirim..

şimdi bütün bunlar yerine " sınadığın sabrım götüne girsin !" diyerek kısa özgeçmiş formatı da sunabilirdim, ancak çizilmiş varsayılan hanımefendi kimlik kartımın pembesinde böylesi bir mor kenar hoş kaçmazdı. üstelik küfür etmek, on parmağında onyüzbin marifetim arasında yer almıyor.. sen o çok okuyup bilmiş tavırların, cihangir kahvelerinde masaya yatırılıp aşağıdan yukarıdan kıvırttırılmış entelektüel kimliğin ile bu cümlemi abes bulur, ha beni yine küçümser, duymazlıktan gelirdin.. görüldüğü üzre anlaşmanın, iletişmenin (ittirişmenin demiyorum bak) pek çok yolu var..

iş bu ki değerli vatandaşım, sen sakin kıyılarımı kolaçan edip imbat vakti diye bellediysen beni, bu tamamen kişisel sorunun.. lodosa kestiğim vakit, dalgalara çarptığında sızlanacağın, (ha onu da beceremedin) "ama sen hani anaç fıyk fıyk" kişi ben değilim.. girdaba katılır, sonrasında sakin sularda köpek balıklarına atıştırmalık kıyma olursun..
canım isterse senden ekşili köfte de yaparım..

şimdi o bardağı götünden çıkar, git biraz hava al..

12 Mart 2012 Pazartesi

cunda

yağmurun dindiği yere gidelim, kimselerin sustuğu.. kedilerle söyleşiye oturalım. çiftleşmekten söz edelim, bir'leşmeden, bir'likleri unutmaktan yana..

salınırken hesapsız

ahşap geçmişe, tüller ardındaki ayıba, sarhoşluğa gidelim..

ya da ben gideyim; değdiğim, dokunduğum, savurduğum nem varsa.. yürüdükçe hafifleyen anlar toplamımla.

taşıdığımdan başka ne olabilirim ki..

ben geldim, bir odanın ferah kapısını açtım, süzüldüm topuklarımla ve sokak kaldırımlarını yokladım.. gökyüzüne açtım pencereleri.. koştum..
hayır yoktu aklımda bir şarkı, ellerimi henüz unutmamıştım ancak "teşekkür ederim" den başka sesim yoktu..
ben bir yerlere bakarak gittim, seslendiğim kendim idim..


10 Mart 2012 Cumartesi

!

burası yol geçen hanı,
yağmura tutulmuş sefilleri barındırabilirim ancak..
ben gocunuyor muyum bataklık fahişesini oynamaktan,
siz neden gocunuyorsunuz ki fiyakalı anlatılarınızın çamur yataklarımda akmasından..